YOL GEÇEN HANI MI?

 YOL GEÇEN HANI MI? Kamera kayıtları duruyor mu? Yoksa silindi mi? Sınıf öğretmeni yok ama sınıf anneleri var. İddialar çok kötü… Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görevini yapamayacak kadar aciz olan varsa tayin isteyebilir yada yaş durumundan dolayı emeklilik hakkını kullanabilir, tercih sahibine ait. Gidenin yerine birisi gelir. Devlette süreklilik vardır. Görevini yapana bir lafımız yok. İşini iyi yapan arkadaşlara canı gönülden teşekkür ediyoruz. Bu sayımızın dosya konusu Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı bir okul olan Hürriyet İlkokulunda yaşanan bir olay. Bütün ebeveynler çocuklarını eğitim sırasında okul yönetimine ve öğretmenlere emanet eder. Orası devletin bir kurumu. Siz devlet adına orada hizmet veriyor ve ay sonu geldiğinde devletten maaşınızı alıyorsunuz. Orası kimsenin babasının çiftliği değil. Gelelim olayımıza; Hürriyet ilkokulunda okuyan 2 öğrenci kendi arasında tartışıyor veya kavga ediyor. Bu durum hemen hemen her okulda olabilecek bir durum. Bu tartışmalar genellikle eve gidiş zili çalınca unutulur. Ama bu seferki tartışma unutulmamış. Öğrencilerden biri akşam evine gidince ailesine okulda yaşadığı tartışmayı anlatıyor. Bunun üzerine öğrencinin annesi ertesi gün okula geliyor, kapıdan giriyor, koridorları geçiyor, ders saatinde sınıfları geziyor ve oğlu ile tartışan çocuğu buluyor. Küçücük çocuğa rehber öğretmeni olmadan, sınıf öğretmeni olmadan, okul yöneticilerinden biri olmadan sınıfın içerisinde, ders saatinde ağzına gelen her şeyi söyleyerek tehdit kelimeleri kullanıyormuş. Ya arkadaş bu okul YOL GEÇEN HANI MI? Şimdi sayın okul müdüresi hanım hocamız; 1 - Bu velinin giriş kaydı yapıldı mı? 2 - Hangi sınıfta kiminle görüşeceği öğrenilip o sınıfın öğretmenine haber verildi mi? 3 - Okul idarecisi bu veli ile neden okula geldiği konusunda temas kurup görüşme yaptı mı? 4 - Bu velinin okula geldiği günün video kayıtları duruyor mu? Yoksa silindi mi? Sınıflarda yaşanmasını hiçbir şekilde tasvip etmeyeceğimiz, yaşandığı iddia edilen bu olaydan sonra herkesin içerisinde azar işittiği belirtilen öğrenci akşam eve gidince başından geçenleri ağlayarak ve bir daha okula gitmek istemediğini belirterek tek tek ailesine anlatmış.  Konu CİMER’e ve Savcılığa şikayet olarak yansımış durumda. Şikayet olarak bakın neler yazıyor: 03.06.2025 tarihinde ders saatinde sınıfta iken, daha önceden tanıdığı bir arkadaşının annesinin sınıf içerisinde “sen benim çocuğuma nasıl vurursun, çocuğuma nasıl yaklaşırsın, iyi ki babası yoktu, babası olsaydı seni daha kötü döverdi, gözlüklerini kırarım, sana yuttururum” şeklinde tehdit mi dersiniz, hakaret mi dersiniz bilemem ama bu kelimeler ifadede yer alıyor. Bütün bunlar olurken sınıf öğretmeni sınıfta yokmuş. Haydi bu daha kötü bir şey. Çocuğun başına bir şey gelseydi sorumlusu kim olacaktı? Birisi okula giriyor, katları geziyor, sınıfları geziyor ama soru soran yok. Sen kimsin diyen yok. İyi de nöbetçi öğretmen nerede? Nöbetçi idareci nerede? Nöbette başka görevleri mi varmış? Olay sırasında sınıf annesi diye görevli 2 kişi varmış sınıfta. Görev tanımları nedir bilemiyoruz. Sınıf öğretmeni yok ama sınıf anneleri var. Burası da tartışmaya açık bir durum. Acaba sınıf öğretmeni fotokopi çekmeye gitmiş olabilir mi? Olay savcılıkta ama buradan İl Milli Eğitim Müdürü Murat DEMİR hocamıza soralım. Biz bunları yazıp soralım, kendisi cevap vermesin önemli değil. Yarın karşısına çıkar bu durum. İsterse cevap verir, istemez ise vermez, zorlayacak halimiz yok. 1 - Okullarda çocukların can güvenliğinden kim sorumlu? 2 - Öğrencilerin ders işleme güvenliği ve hakkı nasıl engellenebilir? 3 - Yönetim konusunda zaafiyeti olan müdür ve yardımcıları ile ilgili işlem yapacak mısınız? 4 – Adli makamlara gitmiş bu dosya ile ilgili okulun o tarihte ki güvenlik kamera kayıtlarını isteyip İl Milli Eğitim avukatlarını dosyaya dahil edecek misiniz yoksa görmezden mi geleceksiniz? Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu ASLAN hoca, artık toparlasan mı Bandırma’yı. Kusura bakma hocam eğitim konusunda sorumlu sizsiniz. Sıfatınız şu an  İlçe Milli Eğitim Müdürü olduğuna göre … Ama biz haber yapmaktan bıktık, siz bıkmadınız. Bu iş restoranlarda veya öğretmen evinde toplanıp yemek yemeye benzemez.  Bandırma  öğretmenevinde  yemek meselesine de bir parantez açmak gerekiyor. Bandırma öğretmenevinin yemekleri oldukça  meşhur, nereden mi biliyoruz? Eğer meşhur olmasa döner sermayeli meslek lisesinde yapılan yemek işinin bir kısmı oradan alınıp öğretmenevine verilmezdi! Oysa ki meslek lisesinin tecrübeli müdüresi sistemi oturtmuş, yemek konusunda herhangi bir sıkıntı yokken  ilçenin en sevilen müdürelerinden birinin okulundan alınan yemek işi  öğretmenevi  müdüresinin  kurumuna neden verilir? Öğretmenevi müdüresinin gücünden kaynaklı mı bilinmez ama bilinen tek gerçek şube müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürünün  vakitlerinin çoğunu mesai dışında bile öğretmenevinde geçirdiği, öğretmenevinin yemek  fiyatlarının uygun olmasından kaynaklı olduğunu düşünmekteyiz. Öyle olmasa ramazan ayında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün iftar yemeği öğretmenevinde yapılmazdı herhalde. Yemeğin tüm masrafları nereden karşılandığı ayrıca merak konusu. Mutlaka destek olmak zorunda kalan  okul aile birlikleri vardır. Onu da vakti gelince ayrıntılı yazarız. Ama haksızlık etmeyelim hep orda olmayan iki şube müdürümüz de var onlar vakitlerinin bir kısmını HAYYAM  Restaurant’da  geçiriyorlar arkadaş. Ortamı iyi tabi onlara eşlik eden projeci azize kişiler ve çile çekmiş yöneticilerin olması da önemli… Ömer Hayyam dediği gibi: ‘İçin temiz olmadıktan sonra Hacı hoca olmuşsun, kaç para! Hırka, tespih, post, seccade güzel, Ama Tanrı kanar mı bunlara?” Daha önce de haberleştirmiştik Bandırma İlçe Milli Eğitim Şube müdürü Ahmet AYDIN soruşturmaya dayalı görevden alınma kararı çıkmıştı diye. Yine son bir bilgi var; Ahmet Aydın yerine; çalışkan, ilçenin sevilen, önceden deneyimi olan bayan bir yöneticinin geleceği gündemde… Ahmet Filiz’e Ali’ye top at derken Emre ile Ahmet  arkadaşlarıyla dışarıya yemeğe gitmişti. Cümlesinin öğelerini bulmak kadar kolay olmayabiliyor hayat Hatırlatmakta fayda görüyoruz hep şube müdürlerine hem de şube müdürlerinin amirine ; Özdemir ASAF ‘ın dediği gibi: Hayattayken, İnsanca yaşamayı unutmayın. Bir bakmışsın saat üç, Bir bakmışsın saat hiç...