Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Bağımlılık tedavisinde kriz yönetimi öğretilmeli

YAŞAM 04.08.2022 - 17:42, Güncelleme: 03.09.2022 - 15:52
 

Bağımlılık tedavisinde kriz yönetimi öğretilmeli

Bağımlılıkta kişinin bağımlı olduğu maddenin esiri olduğunu ve maddenin kişiyi yönettiğini kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağımlılığın nüks potansiyeli olan bir hastalık olduğunu vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağımlılık ve tedavisine ilişkin değerlendirmede bulundu.   Bağımlılıkta madde sizi yönetiyor Bağımlılığın İngilizce’deki karşılığının “addiction” olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Addiction’ın Türkçe’deki karşılığı bağımlılık değil, ‘tutsaklık’. Maddenin esiri oluyorsunuz. Kendi öz iradenizle değil, madde sizin hayatınızda ön plana geçiyor. Madde sizi yönetiyor. Bu durum da bağımlı ve tutsak oldunuz demek oluyor. Tutsaklık, en şiddetli olanı. Daha sonra ‘dependence’ var yani ‘bağlılık’. Bu biraz daha zayıf bağımlılıktır. Fizyolojik bağımlılık, psikolojik bağımlılık tarzındadır.”dedi.   Bağımlılık, nüks potansiyeli olan bir hastalık Bağımlılığın genellikle düzelebilen bir beyin hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Tam iyileşmiyor ama düzeliyor. Kişi, hastalığı geçirdikten sonra, eğer yaşam şartlarını uygun hale getirirse bir daha hiç nüksetmeyebilir. Ama her zaman nüks potansiyeli olan bir hastalık. Atak düzeliyor, kişi bağımlılıktan kurtuluyor. Mesela kişi, bir kere bağımlılıktan kurtuluyor. Anne ve babası ayrılıyor, üzülüyor. Babasının yanında kalıyor. Babası onunla suçluluk duygusunu uyandırıcı, yargılayıcı konuşmalar ve duygu sömürüsü yapıyor. Çocuk, buna üzülüyor. Yolda giderken babası aklına geliyor. Bıraktığı maddeyi, hemen orada tekrar alıveriyor. Neden? Çünkü beynimiz stres altında seratonin maddesi üretiyor. Seratonin azalıyor, azalınca self medikasyon dediğimiz, kendi kendini rahatlatma, kendi kendini tedavi etme davranışıyla seratonini arttıran bir arayış içine geliyor.” diye konuştu.   Bağımlılık tedavisinde kriz yönetimi öğretilmeli Beynin öğrendiği en kolay yolun, elinin altında olan bir maddeyi almak ve ona yönelmek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse, böyle durumlarda herhangi bir şekilde madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor. O nedenle bağımlılık tedavisinde psiko eğitimi almış olması lazım. Kişinin kriz anını yönetebiliyor olması gerekiyor ki hastane de bunu yapıyoruz. Kişi krizi yönetemediği için tekrar maddeye başlıyor. Onun için madde bağımlılığı, kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor. Kişi, şeker hastası oluyor. Şeker hastası olduğunu öğrendikten sonra, yediğine, içtiğine, kalktığına dikkat ediyor. Şeker, artık onun için hayatında sorun olmuyor. Akıllı kişiler, yaşamını ona göre ayarlıyor. Maddeyi bırakanlar da hastanelerde tedavi oluyor.” dedi.   Tedavi sonrası takip önemli Madde bırakma tedavisinin çeşitli yöntemlerle kolay bir şekilde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ancak tedavi sonrası takibin önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Günümüzde dijital takip sistemleri var. Hasta kontrole gelmediği zaman, telefonuna mesaj gidiyor. Hasta da hazır oluyor. Bir nevi müdahale ediliyor. Hemen uzman yardımı alınıyor. Biz hastane yönetim sistemi patentini aldık. Bunu uygulayacağız. Şu an akıllı telefonlar üzerinde uygulama olmadan bu takibi gerçekleştiriyoruz.” dedi.   Bağımlılık, aile hastalığıdır Bağımlılıkta sadece kişinin değil, ailesinin de etkilendiğini ve bu nedenle bağımlılığa ‘aile hastalığı’ denildiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bağımlılıkta sadece kişi hasta olmuyor, bütün yakın ilişkileri bozuluyor. Eşi ve çocukları, yakın çevresi etkileniyor.” dedi.   Kronik depresyonda madde sığınak gibi görülebilir Madde kullanımında çocukluk çağı travmalarından sonra kronik depresyonu olanların yatkın olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Orta şiddette depresyon ve mutlu olmayı başaramayan mutsuz, karamsar, pesimistik kişilerdir. Bu kişiler devamlı stres halinde olduğu için maddeyi bir sığınak ya da sığınacak liman gibi görüyorlar. Maddeyle kendilerini kandırırlar. Sahte bir rahatlatıcıdır. Beyine sahte bir rüşvet veriyor ve o anlık rahatlıyor. Maddenin tesiri daha kötü oluyor tabi.” dedi. 
Bağımlılıkta kişinin bağımlı olduğu maddenin esiri olduğunu ve maddenin kişiyi yönettiğini kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağımlılığın nüks potansiyeli olan bir hastalık olduğunu vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağımlılık ve tedavisine ilişkin değerlendirmede bulundu.

 

Bağımlılıkta madde sizi yönetiyor

Bağımlılığın İngilizce’deki karşılığının “addiction” olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Addiction’ın Türkçe’deki karşılığı bağımlılık değil, ‘tutsaklık’. Maddenin esiri oluyorsunuz. Kendi öz iradenizle değil, madde sizin hayatınızda ön plana geçiyor. Madde sizi yönetiyor. Bu durum da bağımlı ve tutsak oldunuz demek oluyor. Tutsaklık, en şiddetli olanı. Daha sonra ‘dependence’ var yani ‘bağlılık’. Bu biraz daha zayıf bağımlılıktır. Fizyolojik bağımlılık, psikolojik bağımlılık tarzındadır.”dedi.

 

Bağımlılık, nüks potansiyeli olan bir hastalık

Bağımlılığın genellikle düzelebilen bir beyin hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Tam iyileşmiyor ama düzeliyor. Kişi, hastalığı geçirdikten sonra, eğer yaşam şartlarını uygun hale getirirse bir daha hiç nüksetmeyebilir. Ama her zaman nüks potansiyeli olan bir hastalık. Atak düzeliyor, kişi bağımlılıktan kurtuluyor. Mesela kişi, bir kere bağımlılıktan kurtuluyor. Anne ve babası ayrılıyor, üzülüyor. Babasının yanında kalıyor. Babası onunla suçluluk duygusunu uyandırıcı, yargılayıcı konuşmalar ve duygu sömürüsü yapıyor. Çocuk, buna üzülüyor. Yolda giderken babası aklına geliyor. Bıraktığı maddeyi, hemen orada tekrar alıveriyor. Neden? Çünkü beynimiz stres altında seratonin maddesi üretiyor. Seratonin azalıyor, azalınca self medikasyon dediğimiz, kendi kendini rahatlatma, kendi kendini tedavi etme davranışıyla seratonini arttıran bir arayış içine geliyor.” diye konuştu.

 

Bağımlılık tedavisinde kriz yönetimi öğretilmeli

Beynin öğrendiği en kolay yolun, elinin altında olan bir maddeyi almak ve ona yönelmek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse, böyle durumlarda herhangi bir şekilde madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor. O nedenle bağımlılık tedavisinde psiko eğitimi almış olması lazım. Kişinin kriz anını yönetebiliyor olması gerekiyor ki hastane de bunu yapıyoruz. Kişi krizi yönetemediği için tekrar maddeye başlıyor. Onun için madde bağımlılığı, kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor. Kişi, şeker hastası oluyor. Şeker hastası olduğunu öğrendikten sonra, yediğine, içtiğine, kalktığına dikkat ediyor. Şeker, artık onun için hayatında sorun olmuyor. Akıllı kişiler, yaşamını ona göre ayarlıyor. Maddeyi bırakanlar da hastanelerde tedavi oluyor.” dedi.

 

Tedavi sonrası takip önemli

Madde bırakma tedavisinin çeşitli yöntemlerle kolay bir şekilde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ancak tedavi sonrası takibin önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Günümüzde dijital takip sistemleri var. Hasta kontrole gelmediği zaman, telefonuna mesaj gidiyor. Hasta da hazır oluyor. Bir nevi müdahale ediliyor. Hemen uzman yardımı alınıyor. Biz hastane yönetim sistemi patentini aldık. Bunu uygulayacağız. Şu an akıllı telefonlar üzerinde uygulama olmadan bu takibi gerçekleştiriyoruz.” dedi.

 

Bağımlılık, aile hastalığıdır

Bağımlılıkta sadece kişinin değil, ailesinin de etkilendiğini ve bu nedenle bağımlılığa ‘aile hastalığı’ denildiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bağımlılıkta sadece kişi hasta olmuyor, bütün yakın ilişkileri bozuluyor. Eşi ve çocukları, yakın çevresi etkileniyor.” dedi.

 

Kronik depresyonda madde sığınak gibi görülebilir

Madde kullanımında çocukluk çağı travmalarından sonra kronik depresyonu olanların yatkın olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Orta şiddette depresyon ve mutlu olmayı başaramayan mutsuz, karamsar, pesimistik kişilerdir. Bu kişiler devamlı stres halinde olduğu için maddeyi bir sığınak ya da sığınacak liman gibi görüyorlar. Maddeyle kendilerini kandırırlar. Sahte bir rahatlatıcıdır. Beyine sahte bir rüşvet veriyor ve o anlık rahatlıyor. Maddenin tesiri daha kötü oluyor tabi.” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirkulisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.