Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

SAĞLIKTAN TASARRUF ÖLÜM GETİRİR!

SAĞLIK 12.12.2022 - 22:30, Güncelleme: 12.12.2022 - 22:30
 

SAĞLIKTAN TASARRUF ÖLÜM GETİRİR!

Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Eczacılar Odası ve Balıkesir Diş Hekimleri Odası Ortak Basın açıklaması yapıp sağlık Meslek Odaları olarak ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün halk sağlığı adına daha büyük tehdit haline gelen ilaç yokluğu sorunuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirici açıklamalarda bulundular.
Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Eczacılar Odası ve Balıkesir Diş Hekimleri Odası Ortak Basın açıklaması yapıp sağlık Meslek Odaları olarak ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün halk sağlığı adına daha büyük tehdit haline gelen ilaç yokluğu sorunuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirici açıklamalarda bulundular. "Değerli basın mensupları; Bizler Sağlık Meslek Odaları olarak ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün halk sağlığı adına daha büyük tehdit haline gelen ilaç yokluğu sorunuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir araya geldik. Hekimler, Diş Hekimleri ve Eczacılar olarak gerek ekonomik gerek çalışma şartları gerek özlük hakları ve hak ettiğimiz değeri görememek konularında birçok sorunumuz mevcuttur. Ancak bugün bunlar için değil halk sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşan İlaç yokluklarının çözülmesini talep etmek için yani halk sağlığını koruma görevimizi yerine getirmek için bu açıklamayı yapıyoruz. Hepinizin bildiği gibi ilaç her türlü hastalığın tedavisinde ilk sırada gelir. Mevsimsel salgın hastalıklardan dönemsel alerjik hastalıklara, dişimizden tırnağımıza çeşitli sebeplerle oluşan tüm enfeksiyon hastalıklarında, bebeklikten yaşlılığa kadar toplumun her kesiminde sıkça görülen sonradan ortaya çıkan kronik hastalıklardan doğuştan gelen kronik hastalıklara, ileri yaşlarda ortaya çıkan nörolojik hastalıklardan kanser hastalığına kadar, toplum sağlığını doğrudan etkileyen tüm hastalıkların ilk basamak ve en etkili tedavi yöntemi ilaç tedavisidir. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları temel ihtiyaç listelerinin başında gelen ilaca ulaşamıyor. Yokluğun sinyallerini ilk sırada farkeden eczacılar aylar öncesinden devlet yetkililerini uyarmış, bugünlerin yaşanmaması için çözüm yollarını sunmuş ancak yanıt alamamıştır. Bugün ulaşılamayan piyasada olmayan ilaçların oranı % 25 leri aşmıştır. Piyasadaki ilaç çeşitliliği azaldıkça hekimler ve diş hekimleri en öncelikli görevlerinden olan hastalığa uygun ilacı reçete edebilme olanağını kaybetmiş, hastaları tedavi edebilmek için eczacılarla koordine bir şekilde halen bulunabilen ilaçlardan reçete oluşturarak ilerlemeye çalışmış, eczacılar reçetelerdeki eksikleri birbirlerinin eczanelerinden tamamlamaya çalışmış ve sağlık meslek mensupları olarak en fazla bugüne kadar kendi olanakları ile söz konusu krizden halkın etkilenmesini önleyebilmişlerdir. Türkiye’de uygulanan ilaç fiyatlandırma politikaları, döviz kurlarındaki yükselme ve sabit kur uygulaması nedeniyle ilaç firmaları; zarar ettikleri gerekçesi ile ilaçları serbest eczane ve sağlık kuruluşlarına arz etmeme eğilimi göstermektedir. Bu nedenle, en temel ağrı kesicilerden (Parasetamol vb.), kanser tedavisinde kullanılan yaşamsal önemdeki bazı kemoterapi ilaçlarının temininde zorluklar yaşandığı görülmektedir. Benzer sıkıntı birçok kronik hastalığın tedavisinde kullanılan ithal ilaçlarda da söz konusudur. Ancak bugün artık bireysel çabaların anlamsızlaştığı, en basit bir enfeksiyonda dahi hekimlerin reçete edecek antibiyotik bulamadığı, çocuğu ateşli annenin sabahın 3’ünde eczane eczane ateş düşürücü şurup bulabilmek için gezdiği ve eczanelerin birbirlerine reçete tamamlamak için verecek ilacının kalmadığı yerdeyiz. Tüm sağlık çalışanları nöbetlerimizde hastalarımıza acil tedavileri için çözüm üretememekteyiz. Bundan kaynaklı olarak da sağlıkta şiddet için zemin hazırlanmasından endişe etmekteyiz.            Çözüm bellidir ve devlet yetkililerinin. bilgisi dahilindedir. Sayın Sağlık Bakanımız da son açıklamasında ilaç yokluğu sorununu kabul etmiş ve çözümümüz var demiştir. Sayın Bakanın geç kalmış olarak ve çözümün ne olduğunu ve ne zaman çözüleceğini söylemeyerek de olsa en azından sorunu inkar etmekten vazgeçmesi olumlu bir gelişmedir. Ancak halk sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmış bu sorunun acilen ve bir daha yaşanmamak üzere çözülmesi gerektiğini bir kez daha bildiririz. Bizler halk sağlığını korumaya yemin ederek fakültelerimizden mezun olup kutsal görevlerimize başlamış insanlar olarak halkımızın yüz yüze kaldığı bu derde derman olamamaktan dolayı son derece üzgün ve çaresiziz. Yaşanan ekonomik krizin sağlık hakkı üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin örnekler hızla yaygınlaşmaktadır. Sağlığı koruyan ve geliştiren değil; tüketimi özendiren, sağlık hizmetlerini piyasalaştıran, kamu tarafından çok daha ekonomik yöntemlerle inşa edilebilecek hastanelerin yerine kamu-özel ortaklığı ile yapılan devasa şehir hastaneleriyle milyarlarca doları sermayeye aktaran, tıbbi görüntüleme yöntemlerinin kullanımında OECD birinciliğine soyunan sağlık politikaları; hastalarımızın yaşamsal ilaçlarına ulaşmakta güçlük çektiği bu günlerin hazırlayıcılarıdır. Bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Çözüm basit ve yalnızca sizin ellerinizde. Ekonomik krizin faturasının hastalarımıza ödetilmesini kabul etmiyoruz. Sermayeye, özel hastanelere, şehir hastanelerine sağlık bütçesinin çok önemli kısmının ayrılmasına yol açan sağlık politikaları halkın sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kamu otoritesi; Sağlık meslek örgütleriyle işbirliği yaparak, giderek büyüyen tıbbi cihaz ve ilaç temini sorununa çözüm bulmak zorundadır. Krizin sağlık alanındaki boyutunun hafifletilmesi, kamucu bir sağlık anlayışının benimsenmesiyle mümkündür. Sağlığa ve ilaca erişimin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Kamuoyuna saygıyla duyururuz."   
Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Eczacılar Odası ve Balıkesir Diş Hekimleri Odası Ortak Basın açıklaması yapıp sağlık Meslek Odaları olarak ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün halk sağlığı adına daha büyük tehdit haline gelen ilaç yokluğu sorunuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirici açıklamalarda bulundular.

Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Eczacılar Odası ve Balıkesir Diş Hekimleri Odası Ortak Basın açıklaması yapıp sağlık Meslek Odaları olarak ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün halk sağlığı adına daha büyük tehdit haline gelen ilaç yokluğu sorunuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirici açıklamalarda bulundular.

"Değerli basın mensupları;

Bizler Sağlık Meslek Odaları olarak ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün halk sağlığı adına daha büyük tehdit haline gelen ilaç yokluğu sorunuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir araya geldik.

Hekimler, Diş Hekimleri ve Eczacılar olarak gerek ekonomik gerek çalışma şartları gerek özlük hakları ve hak ettiğimiz değeri görememek konularında birçok sorunumuz mevcuttur. Ancak bugün bunlar için değil halk sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşan İlaç yokluklarının çözülmesini talep etmek için yani halk sağlığını koruma görevimizi yerine getirmek için bu açıklamayı yapıyoruz.

Hepinizin bildiği gibi ilaç her türlü hastalığın tedavisinde ilk sırada gelir. Mevsimsel salgın hastalıklardan dönemsel alerjik hastalıklara, dişimizden tırnağımıza çeşitli sebeplerle oluşan tüm enfeksiyon hastalıklarında, bebeklikten yaşlılığa kadar toplumun her kesiminde sıkça görülen sonradan ortaya çıkan kronik hastalıklardan doğuştan gelen kronik hastalıklara, ileri yaşlarda ortaya çıkan nörolojik hastalıklardan kanser hastalığına kadar, toplum sağlığını doğrudan etkileyen tüm hastalıkların ilk basamak ve en etkili tedavi yöntemi ilaç tedavisidir.

Bugün geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları temel ihtiyaç listelerinin başında gelen ilaca ulaşamıyor. Yokluğun sinyallerini ilk sırada farkeden eczacılar aylar öncesinden devlet yetkililerini uyarmış, bugünlerin yaşanmaması için çözüm yollarını sunmuş ancak yanıt alamamıştır. Bugün ulaşılamayan piyasada olmayan ilaçların oranı % 25 leri aşmıştır. Piyasadaki ilaç çeşitliliği azaldıkça hekimler ve diş hekimleri en öncelikli görevlerinden olan hastalığa uygun ilacı reçete edebilme olanağını kaybetmiş, hastaları tedavi edebilmek için eczacılarla koordine bir şekilde halen bulunabilen ilaçlardan reçete oluşturarak ilerlemeye çalışmış, eczacılar reçetelerdeki eksikleri birbirlerinin eczanelerinden tamamlamaya çalışmış ve sağlık meslek mensupları olarak en fazla bugüne kadar kendi olanakları ile söz konusu krizden halkın etkilenmesini önleyebilmişlerdir.

Türkiye’de uygulanan ilaç fiyatlandırma politikaları, döviz kurlarındaki yükselme ve sabit kur uygulaması nedeniyle ilaç firmaları; zarar ettikleri gerekçesi ile ilaçları serbest eczane ve sağlık kuruluşlarına arz etmeme eğilimi göstermektedir. Bu nedenle, en temel ağrı kesicilerden (Parasetamol vb.), kanser tedavisinde kullanılan yaşamsal önemdeki bazı kemoterapi ilaçlarının temininde zorluklar yaşandığı görülmektedir. Benzer sıkıntı birçok kronik hastalığın tedavisinde kullanılan ithal ilaçlarda da söz konusudur.

Ancak bugün artık bireysel çabaların anlamsızlaştığı, en basit bir enfeksiyonda dahi hekimlerin reçete edecek antibiyotik bulamadığı, çocuğu ateşli annenin sabahın 3’ünde eczane eczane ateş düşürücü şurup bulabilmek için gezdiği ve eczanelerin birbirlerine reçete tamamlamak için verecek ilacının kalmadığı yerdeyiz. Tüm sağlık çalışanları nöbetlerimizde hastalarımıza acil tedavileri için çözüm üretememekteyiz. Bundan kaynaklı olarak da sağlıkta şiddet için zemin hazırlanmasından endişe etmekteyiz.

           Çözüm bellidir ve devlet yetkililerinin. bilgisi dahilindedir. Sayın Sağlık Bakanımız da son açıklamasında ilaç yokluğu sorununu kabul etmiş ve çözümümüz var demiştir. Sayın Bakanın geç kalmış olarak ve çözümün ne olduğunu ve ne zaman çözüleceğini söylemeyerek de olsa en azından sorunu inkar etmekten vazgeçmesi olumlu bir gelişmedir. Ancak halk sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmış bu sorunun acilen ve bir daha yaşanmamak üzere çözülmesi gerektiğini bir kez daha bildiririz. Bizler halk sağlığını korumaya yemin ederek fakültelerimizden mezun olup kutsal görevlerimize başlamış insanlar olarak halkımızın yüz yüze kaldığı bu derde derman olamamaktan dolayı son derece üzgün ve çaresiziz.

Yaşanan ekonomik krizin sağlık hakkı üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin örnekler hızla yaygınlaşmaktadır. Sağlığı koruyan ve geliştiren değil; tüketimi özendiren, sağlık hizmetlerini piyasalaştıran, kamu tarafından çok daha ekonomik yöntemlerle inşa edilebilecek hastanelerin yerine kamu-özel ortaklığı ile yapılan devasa şehir hastaneleriyle milyarlarca doları sermayeye aktaran, tıbbi görüntüleme yöntemlerinin kullanımında OECD birinciliğine soyunan sağlık politikaları; hastalarımızın yaşamsal ilaçlarına ulaşmakta güçlük çektiği bu günlerin hazırlayıcılarıdır.

Bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Çözüm basit ve yalnızca sizin ellerinizde. Ekonomik krizin faturasının hastalarımıza ödetilmesini kabul etmiyoruz. Sermayeye, özel hastanelere, şehir hastanelerine sağlık bütçesinin çok önemli kısmının ayrılmasına yol açan sağlık politikaları halkın sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kamu otoritesi; Sağlık meslek örgütleriyle işbirliği yaparak, giderek büyüyen tıbbi cihaz ve ilaç temini sorununa çözüm bulmak zorundadır. Krizin sağlık alanındaki boyutunun hafifletilmesi, kamucu bir sağlık anlayışının benimsenmesiyle mümkündür. Sağlığa ve ilaca erişimin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz." 

 

Balıkesir HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirkulisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.