Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

HER 3 İLAÇTAN 1’İ YOK

SAĞLIK 01.12.2022 - 16:57, Güncelleme: 01.12.2022 - 16:57
 

HER 3 İLAÇTAN 1’İ YOK

Eczacıların sorunları ile ilgili Balıkesir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Göksel GÜMÜŞ ile bir röportaj yaptık. Kendisine sektörde yaşanan sıkıntıları sorduk. Göksek GÜMÜŞ, “ÇÖZÜMSÜZ SORUNLAR HALK SAĞLIĞI TEHDİT EDER HALE GELDİ, ÜLKEMİZDE NEREDEYSE RUHSATLI HER 3 İLAÇTAN 1’İ YOK” dedi.
Eczacılar son zamanlarda çok gündeme geliyor. Sorun nedir? Sorun 1 tane değil. Saatlerce eczacılık mesleğinin sorunlarını anlatabilirim. Ancak son zamanlarda bu sorunların yıllardır çözümsüz kalması eczanelerinin varlığının yanı sıra halk sağlığını da tehdit eder hale geldi. Sesimizi duyurmaya çalışmamızın en önemli sebebi budur. Yaşatmak için yaşamak istiyoruz. Son yıllarda Eczanelerin tüm giderleri hızla artarken kazançları hızla erimektedir. Eczanelerin karlılığını belirleyen İlaç Fiyat Kararnamesi 2009 yılından beri güncellenmemişti. Eylemlilik sürecimizin başladığı 25 Haziran tarihinden sonra 2 kez iyileştirme yapıldı. Ancak bu iyileştirmeler yeterli olmadığı gibi ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda ilaca gelecek ilk zamda yok olacak boyuttadır. 2009 yılındaki 100 liranın bugünkü değerini hesapladığımızda 800 lirayı geçtiğini gördüğümüz halde İlaç Fiyat Kararnamesindeki baremler sadece 2 kat artmıştır. 2009 yılında asgari ücret 666 lira iken şu anda 5.500 liradır. İlaç Fiyat Kararnamesinde karlılıklarımızı belirleyen ilaç fiyat baremleri yeterli oranda artırılmalı ve ilaca zam geldikçe zam oranında baremler de güncellenmelidir. Yine bu kararnamede ilaç fiyatı belirleyen Euro kuru 7,86 dır. Oysa güncel kur 19 liranın üstündedir. Bu nedenle de ilaç sanayii ilaç üretemez duruma gelmiş yabancı firmalar ilaçlarını ülkemizde satmaz olmuş ve ilaç yoklukları çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Kamuda Çalışan meslektaşlarımız Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan beyaz reformda görmezden gelinmiştir. Kamuda gerek sağlık müdürlüklerinde gerekse devlet hastanelerinde stratejik personel olarak çalışan 5 yıllık üniversite mezunu eczacılar maalesef ki lise mezunu ya da ön lisans mezunu bazı çalışanlardan az maaş almaktadır.  20 yıl önce 7 tane olan eczacılık fakültesi sayısı günümüzde 60 ı geçmiştir ve fakültelerde eczacı akademisyen olmadan eğitim verilmektedir. Ülkemizdeki toplam eczane sayısı 30bini bulmazken her yıl 5000 e yakın yeni eczacı mezun olmaktadır. Bu durum da istihdam sorununu yaratmıştır. Bir de Sgk ile yaptığımız ilaç alım protokolü sorunumuz vardır. Her yıl güncellenmesi gereken protokol henüz güncellenmemiştir. Bir an önce gerçek enflasyon oranlarında iyileştirmeler yapılarak protokol güncellenmelidir. İlaç yokluğu halk sağlığını tehdit eder seviyelere gelmiştir. Eczane rafları boşalmış ilaçlar bulunamaz olmuştur. İlaç fiyatları ülkedeki enflasyon oranında güncellenmediği ilaçtaki Euro kuru halen 7,86 olduğu için eczanelerin sermayeleri erimiştir. Eczaneler Özvarlıklarının çoğunu kaybetmiştir. İlaç fiyat artışları sonrası vatandaşın cebinden ödediği ilaç fiyat farkları ciddi şekilde artmıştır.  Raporlu olarak 3 aylık aldığında 150 liraya varan fark çıkan tansiyon ilaçları var. Yine aynı şekilde 100 liraları geçen fiyat farkı çıkartan kalp ilaçları var. 3-4 çeşit bu grup ilaç kullanan hastalarda 300 liraları aşan farklar çıkmakta ve bu nedenle bazı vatandaşlar ilaçlarının hepsini alamamaktadır. Bunlar en önemli sorunlarımız olmakla daha pek çok sorunumuz da vardır.   Ulaşılamayan ilaçlar hangileri? Uçsuz bucaksız bir konu da bu. Çok kabaca söylemek gerekirse ülkemizde nerdeyse ruhsatlı her 3 ilaçtan 1’i yok.  Yok oranımız %30 lardadır.  Ancak asıl sorun şu ki bu oranlar piyasada 1 tane dahi olmayan ilaçlar. Bunun yanında eczaneler neredeyse tüm ilaçları tevzi yöntemiyle satın alıyor. Yani mesela x deposuyla çalışan 100 eczane var diyelim. Depoya 100 kutu ilaç geliyor ve her eczaneye 1’er tane veriliyor. Bu ilaçlara da var demek doğru değil. Bugün tansiyon, diyabet, kanser gibi hayati öneme sahip ilaçların yanı sıra her gün binlerce insanın ihtiyacı olan antibiyotik, ağrı kesici gibi ilaçlar dahi ya yok ya da tevzi. Çocuk ilaçlarında durum ne, bulunmayan ilaç var mı? Nöbetçi eczanelerimizden her gün dönüş oluyor. Akşam 21.00 civarında elimizdeki tüm ilaçlar bitti diye. Çünkü dediğim gibi eczaneler nöbet için dahi istediği sayıda ilaç alamıyor. Bu durumda özellikle çocuklar arasında salgın hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde antibiyotik ve ateş düşürücü şuruplar dahi bulunamıyor. Bir anne için gece yarısı ateşli çocuğu için bulamadığı ilaç en önemli ilaçtır. Ve biz eczacılar bu çaresiz annenin karşısında gerçekten çok üzülüyoruz. Kanser hasta sayısında ciddi artış var. Kanser ilaçları ne durumda? Ülkemizde ilaç yokluğu aslında hep var olan bir sorun. Ancak biz eczacılar bu durumu hastalara yansıtmamak için sürekli bir çaba içerisindeyiz. Reçetede 4 farklı ilaç olduğunu düşünelim. Eczanenin birinde 2’si var, diğerinde 1’i var vs. Bizler hep birbirimizle ilaç takası yaparak hastalarımıza reçetesini tam sunmaya çalışıyoruz. Ancak bugün artık bu da mümkün olmuyor. Tabi ki kanser ilaçları gibi çoğunluğu ithal ilaçlar da bu grupta başı çekiyor. Kan ürünü ilaçlarında da maalesef durum aynı. Daha bugün bir hekim odamızı arayarak ilacın neden bulunmadığından yakındı ve ilaç bulunamaz ise hastanın ciddi sorunlar yaşayacağını anlatarak yardım talep etti. Biz de tüm Türkiye’yi araştırarak ilacı bulabilmek için uğraşmaktayız. Son dönemde talepleriniz ile ilgili iyileştirme oldu mu? Eylemlilik kararımızı açıkladığımızdan bu yana 13 yıldır tek kelime güncelleme yapılmayan İlaç Fiyat Kararnamesi’nde 2 değişiklik yapıldı. Ancak ilk soruyu cevaplarken de belirttiğim gibi değişiklikler bırakın kalıcı çözüm olmayı, günü kurtarmaya dahi yetmiyor. Yeterli iyileştirme olmazsa ne yapmayı planlıyorsunuz? Bizler Haziran ayında düzenlediğimiz Bölgelerarası Toplantımızda bir eylemlilik kararı aldık ve bunu aşama aşama hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz Pazar günü de Büyük Eczacı Mitingimizi yaparak sesimiz duyulsun diye uğraştık. Bundan sonrası için de haklı taleplerimiz karşılık bulana Eczacılara hak ettiği değer verilene kadar mücadelemiz devam edecek. Birliğimizin alacağı karar doğrultusunda hareket edeceğiz. Gelişmeleri takip edip taleplerimiz karşılık bulmaz ise Haziran ayında açıkladığımız Eczane kapatma da dahil olan eylem planımızı hayata geçireceğiz. Çünkü bu bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir ve halk sağlığı tüm sağlık mesleği mensupları gibi eczacıların da birinci önceliğidir. İlaç fiyat artışları için ne düşünüyorsunuz? Tüketicinin alım gücünü etkiledi mi? Türkiye’deki hastaların %96’sı SGK çatısı altında. Dolayısıyla ilaçtaki fiyat artışının hastaların alım gücüyle doğrudan ilgisi olmaması gerekiyor. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bazı politikaları, hastalara ilaç fiyat farkı çıkartarak  SGK güvencesi altındaki hastaları dahi ilaç fiyatlarından mağdur edecek duruma getiriyor. Bunun çözümü ilacın fiyatını düşürmek değil, artışı hastaya yansıtmamaktır. Ödeme kapsamı dışında olan ilaç sayısında artış olduğu söyleniyor. Bu konuda ne söylersiniz? Az evvel bahsettiğim SGK politikalarının bir yansıması bu durum da. Her geçen gün en sık kullanılan ilaçlar, hiçbir mantıklı açıklama olmaksızın geri ödeme kapsamından çıkarılıyor. Aynı etken maddenin gargara formu devlet tarafından karşılanıyorken, sprey formu karşılanmıyor. Anlamak mümkün değil.   Gıda takviyeleri, vitaminler gibi ürünler içlerinde etken maddeler bulunmasına rağmen tarım ve hayvancılık bakanlığından ruhsat alınarak ve reklamları yapılarak internet ortamında satılıyor. Bu durum da halk sağlığı açısından ciddi riskler oluşturuyor. Denetlenemeyen bu ortamlarda satılan bir çok ürün sahte de çıkabiliyor. Bu konuda da halk sağlığının öncelenmesi ve bu ürünlerin ruhsatlarının sağlık bakanlığı tarafından verilmesinin ve satışının eczacı kontrolünde yapılmasının sağlanması gerekiyor. Yine bir diğer konu da ülkemizde ilaç fiyat politikası, ilaç fiyat kararnamesi ve Euro kurunun 7,86 olması gibi nedenler ile dünyada yeni teknolojiler ile üretilen yeni birçok ilacın ülkemize gelmemesi ve vatandaşlarımızın sağlığı için kullanılamamasıdır.
Eczacıların sorunları ile ilgili Balıkesir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Göksel GÜMÜŞ ile bir röportaj yaptık. Kendisine sektörde yaşanan sıkıntıları sorduk. Göksek GÜMÜŞ, “ÇÖZÜMSÜZ SORUNLAR HALK SAĞLIĞI TEHDİT EDER HALE GELDİ, ÜLKEMİZDE NEREDEYSE RUHSATLI HER 3 İLAÇTAN 1’İ YOK” dedi.

Eczacılar son zamanlarda çok gündeme geliyor. Sorun nedir?

Sorun 1 tane değil. Saatlerce eczacılık mesleğinin sorunlarını anlatabilirim. Ancak son zamanlarda bu sorunların yıllardır çözümsüz kalması eczanelerinin varlığının yanı sıra halk sağlığını da tehdit eder hale geldi. Sesimizi duyurmaya çalışmamızın en önemli sebebi budur. Yaşatmak için yaşamak istiyoruz. Son yıllarda Eczanelerin tüm giderleri hızla artarken kazançları hızla erimektedir. Eczanelerin karlılığını belirleyen İlaç Fiyat Kararnamesi 2009 yılından beri güncellenmemişti. Eylemlilik sürecimizin başladığı 25 Haziran tarihinden sonra 2 kez iyileştirme yapıldı. Ancak bu iyileştirmeler yeterli olmadığı gibi ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda ilaca gelecek ilk zamda yok olacak boyuttadır. 2009 yılındaki 100 liranın bugünkü değerini hesapladığımızda 800 lirayı geçtiğini gördüğümüz halde İlaç Fiyat Kararnamesindeki baremler sadece 2 kat artmıştır. 2009 yılında asgari ücret 666 lira iken şu anda 5.500 liradır. İlaç Fiyat Kararnamesinde karlılıklarımızı belirleyen ilaç fiyat baremleri yeterli oranda artırılmalı ve ilaca zam geldikçe zam oranında baremler de güncellenmelidir.

Yine bu kararnamede ilaç fiyatı belirleyen Euro kuru 7,86 dır. Oysa güncel kur 19 liranın üstündedir. Bu nedenle de ilaç sanayii ilaç üretemez duruma gelmiş yabancı firmalar ilaçlarını ülkemizde satmaz olmuş ve ilaç yoklukları çok ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Kamuda Çalışan meslektaşlarımız Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan beyaz reformda görmezden gelinmiştir. Kamuda gerek sağlık müdürlüklerinde gerekse devlet hastanelerinde stratejik personel olarak çalışan 5 yıllık üniversite mezunu eczacılar maalesef ki lise mezunu ya da ön lisans mezunu bazı çalışanlardan az maaş almaktadır.

 20 yıl önce 7 tane olan eczacılık fakültesi sayısı günümüzde 60 ı geçmiştir ve fakültelerde eczacı akademisyen olmadan eğitim verilmektedir. Ülkemizdeki toplam eczane sayısı 30bini bulmazken her yıl 5000 e yakın yeni eczacı mezun olmaktadır. Bu durum da istihdam sorununu yaratmıştır.

Bir de Sgk ile yaptığımız ilaç alım protokolü sorunumuz vardır. Her yıl güncellenmesi gereken protokol henüz güncellenmemiştir. Bir an önce gerçek enflasyon oranlarında iyileştirmeler yapılarak protokol güncellenmelidir.

İlaç yokluğu halk sağlığını tehdit eder seviyelere gelmiştir. Eczane rafları boşalmış ilaçlar bulunamaz olmuştur.

İlaç fiyatları ülkedeki enflasyon oranında güncellenmediği ilaçtaki Euro kuru halen 7,86 olduğu için eczanelerin sermayeleri erimiştir. Eczaneler Özvarlıklarının çoğunu kaybetmiştir.

İlaç fiyat artışları sonrası vatandaşın cebinden ödediği ilaç fiyat farkları ciddi şekilde artmıştır.  Raporlu olarak 3 aylık aldığında 150 liraya varan fark çıkan tansiyon ilaçları var. Yine aynı şekilde 100 liraları geçen fiyat farkı çıkartan kalp ilaçları var. 3-4 çeşit bu grup ilaç kullanan hastalarda 300 liraları aşan farklar çıkmakta ve bu nedenle bazı vatandaşlar ilaçlarının hepsini alamamaktadır.

Bunlar en önemli sorunlarımız olmakla daha pek çok sorunumuz da vardır.

 

Ulaşılamayan ilaçlar hangileri?

Uçsuz bucaksız bir konu da bu. Çok kabaca söylemek gerekirse ülkemizde nerdeyse ruhsatlı her 3 ilaçtan 1’i yok.  Yok oranımız %30 lardadır.  Ancak asıl sorun şu ki bu oranlar piyasada 1 tane dahi olmayan ilaçlar. Bunun yanında eczaneler neredeyse tüm ilaçları tevzi yöntemiyle satın alıyor. Yani mesela x deposuyla çalışan 100 eczane var diyelim. Depoya 100 kutu ilaç geliyor ve her eczaneye 1’er tane veriliyor. Bu ilaçlara da var demek doğru değil. Bugün tansiyon, diyabet, kanser gibi hayati öneme sahip ilaçların yanı sıra her gün binlerce insanın ihtiyacı olan antibiyotik, ağrı kesici gibi ilaçlar dahi ya yok ya da tevzi.

Çocuk ilaçlarında durum ne, bulunmayan ilaç var mı?

Nöbetçi eczanelerimizden her gün dönüş oluyor. Akşam 21.00 civarında elimizdeki tüm ilaçlar bitti diye. Çünkü dediğim gibi eczaneler nöbet için dahi istediği sayıda ilaç alamıyor. Bu durumda özellikle çocuklar arasında salgın hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde antibiyotik ve ateş düşürücü şuruplar dahi bulunamıyor. Bir anne için gece yarısı ateşli çocuğu için bulamadığı ilaç en önemli ilaçtır. Ve biz eczacılar bu çaresiz annenin karşısında gerçekten çok üzülüyoruz.

Kanser hasta sayısında ciddi artış var. Kanser ilaçları ne durumda?

Ülkemizde ilaç yokluğu aslında hep var olan bir sorun. Ancak biz eczacılar bu durumu hastalara yansıtmamak için sürekli bir çaba içerisindeyiz. Reçetede 4 farklı ilaç olduğunu düşünelim. Eczanenin birinde 2’si var, diğerinde 1’i var vs. Bizler hep birbirimizle ilaç takası yaparak hastalarımıza reçetesini tam sunmaya çalışıyoruz. Ancak bugün artık bu da mümkün olmuyor. Tabi ki kanser ilaçları gibi çoğunluğu ithal ilaçlar da bu grupta başı çekiyor.

Kan ürünü ilaçlarında da maalesef durum aynı. Daha bugün bir hekim odamızı arayarak ilacın neden bulunmadığından yakındı ve ilaç bulunamaz ise hastanın ciddi sorunlar yaşayacağını anlatarak yardım talep etti. Biz de tüm Türkiye’yi araştırarak ilacı bulabilmek için uğraşmaktayız.

Son dönemde talepleriniz ile ilgili iyileştirme oldu mu?

Eylemlilik kararımızı açıkladığımızdan bu yana 13 yıldır tek kelime güncelleme yapılmayan İlaç Fiyat Kararnamesi’nde 2 değişiklik yapıldı. Ancak ilk soruyu cevaplarken de belirttiğim gibi değişiklikler bırakın kalıcı çözüm olmayı, günü kurtarmaya dahi yetmiyor.

Yeterli iyileştirme olmazsa ne yapmayı planlıyorsunuz?

Bizler Haziran ayında düzenlediğimiz Bölgelerarası Toplantımızda bir eylemlilik kararı aldık ve bunu aşama aşama hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz Pazar günü de Büyük Eczacı Mitingimizi yaparak sesimiz duyulsun diye uğraştık. Bundan sonrası için de haklı taleplerimiz karşılık bulana Eczacılara hak ettiği değer verilene kadar mücadelemiz devam edecek. Birliğimizin alacağı karar doğrultusunda hareket edeceğiz. Gelişmeleri takip edip taleplerimiz karşılık bulmaz ise Haziran ayında açıkladığımız Eczane kapatma da dahil olan eylem planımızı hayata geçireceğiz. Çünkü bu bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir ve halk sağlığı tüm sağlık mesleği mensupları gibi eczacıların da birinci önceliğidir.

İlaç fiyat artışları için ne düşünüyorsunuz? Tüketicinin alım gücünü etkiledi mi?

Türkiye’deki hastaların %96’sı SGK çatısı altında. Dolayısıyla ilaçtaki fiyat artışının hastaların alım gücüyle doğrudan ilgisi olmaması gerekiyor. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bazı politikaları, hastalara ilaç fiyat farkı çıkartarak  SGK güvencesi altındaki hastaları dahi ilaç fiyatlarından mağdur edecek duruma getiriyor. Bunun çözümü ilacın fiyatını düşürmek değil, artışı hastaya yansıtmamaktır.

Ödeme kapsamı dışında olan ilaç sayısında artış olduğu söyleniyor. Bu konuda ne söylersiniz?

Az evvel bahsettiğim SGK politikalarının bir yansıması bu durum da. Her geçen gün en sık kullanılan ilaçlar, hiçbir mantıklı açıklama olmaksızın geri ödeme kapsamından çıkarılıyor. Aynı etken maddenin gargara formu devlet tarafından karşılanıyorken, sprey formu karşılanmıyor. Anlamak mümkün değil.

 

Gıda takviyeleri, vitaminler gibi ürünler içlerinde etken maddeler bulunmasına rağmen tarım ve hayvancılık bakanlığından ruhsat alınarak ve reklamları yapılarak internet ortamında satılıyor. Bu durum da halk sağlığı açısından ciddi riskler oluşturuyor. Denetlenemeyen bu ortamlarda satılan bir çok ürün sahte de çıkabiliyor. Bu konuda da halk sağlığının öncelenmesi ve bu ürünlerin ruhsatlarının sağlık bakanlığı tarafından verilmesinin ve satışının eczacı kontrolünde yapılmasının sağlanması gerekiyor.

Yine bir diğer konu da ülkemizde ilaç fiyat politikası, ilaç fiyat kararnamesi ve Euro kurunun 7,86 olması gibi nedenler ile dünyada yeni teknolojiler ile üretilen yeni birçok ilacın ülkemize gelmemesi ve vatandaşlarımızın sağlığı için kullanılamamasıdır.

Balıkesir HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirkulisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.