DANİMARKA MODELİ “RÜZGAR ÇİFTLİĞİ”

DANİMARKA MODELİ “RÜZGAR ÇİFTLİĞİ”

Balıkesir’e neden Milyar Dolarlık Yatırım olmasın!   Açık deniz rüzgar sistemlerinin enerji sorununun çözülmesine katkısı çok fazladır. Ülkemizde Balıkesir bu işin kaynağı ve proje şehri olabilir. Hem enerji sorununu, hem istihdam sorununu çözer. Denize kurulacak olan bu sistemlerden dolayı enerjinin kalbi Balıkesir diye anılmak kötü olmaz.     Enerji tüm dünyanın en büyük ihtiyacı. Dünya nüfusu arttıkça ve her şey enerji ile çalışır olduğu sürece enerji vazgeçilmez olmakla birlikte, her ülke ihtiyaç duyduğu enerji için sürekli yeni girişimler ve yatırımlar içerisinde olacaktır. Enerji ve su için topraklar bile değişebilir. Artan enerji ihtiyacını karşılamak amacı ile ülkeler milyarla dolarlık yatırımlar yapıyorlar. Amaç kendi enerjilerini kendileri üretmek, dışa bağımlılıktan kurtulmak, millileşmek. Dünya enerji sorununu çözmek için güneşten ve rüzgardan elde edilecek enerjiye yönünü dönmüş durumda. Güneşten enerji elde etmek için güneş tarlaları kurula dursun, yeni ama bir o kadar da etkili bir yöntem olan rüzgar türbininden enerji elde etmek amacı ile sürekli girişimler yapılıyor. Ülkeler rüzgardan enerji elde etmek için milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor. Bu güne kadar ki yatırımlar genellikle karada ki rüzgar enerjisinden yararlanma üzerine idi. Ama artık trend değişti. Yeni trend  “AÇIK DENİZDE (OFF-SHORE) RÜZGAR ENERJİ SİSTEMLERİ KURMAK”   Avrupa’da onlarca açık deniz üstü rüzgar çiftliği kurulmuş durumda İngiltere, Danimarka, Almanya, Hollanda ve İspanya gibi Avrupa ülkeleri onlarca rüzgar enerji türbini çiftliği  kurmuş durumda ve kurmaya da devam ediyorlar. Ülkelerinin ihtiyacı olan enerjinin bir kısmını buradan karşılıyorlar. Baltık denizi yakınında ki 8 ülkenin hükümet ve başkanları bir arya gelip enerji konusunda daha yakın işbirliği anlaşması yaptılar. Anlaşmanın ana teması AÇIK DENİZ RÜZGAR TÜRBİNİ ÇİFTLİĞİ KURMAK. Bilmem mesajı alabildiniz mi… Bizim ülkemizde henüz bu konuda yapılmış etkin bir çalışma maalesef yok. Bazı girişimler olmuş ama işler yarım kalmış. Yapmış olduğumuz araştırmaya göre Danimarka Enerji, İklim ve Kamu Hizmetleri Bakanlığı ile Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında konu ile ilgili anlaşma imzalanmış durumda. Neden Danimarka diyenler olacaktır. Coğrafi yapı olarak benzediğimiz için. Elbette diğer ülkelerin teknolojileri de incelenebilir hatta getirilebilir. Ama TOGG’da olduğu gibi bir BABAYİGİT aranıyor. Çünkü alt yapısı ilk defa kurulacağı için biraz maliyetli. Devletimizin bu konuda özel çalışma yaptığını biliyoruz ve gerekli desteği vereceğinden hiç şüphemiz yok. Bazı akademisyenler tarafından ülkemizde rüzgar türbini çiftliği kurulumuna uygun yerler diye bir çalışma yapılmış ve 2 ilimizin çevresinde odaklanacak şekilde  incelemelerde bulunmuşlar. Çanakkale ve Hatay.  Yani bu 2 ilimizin etrafında acaba nereler uygun olur, rüzgar olarak nereler güçlü diye çalışmalar yapılmış. Yapılan çalışmalara DANİMARKA MODELİ denmiş. Acaba Danimarka’da yapılanı biz ülkemizde uygulasak nasıl olur diye.  Çünkü Danimarka’nın coğrafi şartları bizim ülkemize uygun olduğu için ve Danimarka’da onlarca çiftlik olduğu için referans alınmış ve Danimarka modeli olarak bir inceleme yapılmış. Bu tarz çalışmaların daha fazla yapılması gerekiyor ki hangi şehirlerimiz enerji şehri olacak karar verilebilsin. Gelecek yıllar rüzgar türbini çiftliklerinin kurulumunun maksimum  seviyeye çıkacağı yıllar olacak. Önemli olan ilk olmak. Burada ilk atılımı yapan ve gerekli kolaylığı sağlayan il bu konuda söz sahibi olur. Şehre sağlayacağı istihdamı, gelecek olan beyaz yakalıları, tüketimi, şehre sağlayacağı katma değeri saymıyorum bile.   BANDIRMA BU KONUDA ÇOK ŞANSLI Yapılan çalışmalarda her ne kadar 2 il ve çevresi incelenmiş olsa da Bandırma da yaşayanlar rüzgarını iyi bilir. Marmara denizi bize ait olan bir iç deniz ve her türlü sorumluluğu da bizde. Bandırma açıklarına kurulabilecek bir açık deniz rüzgar enerji santralinin önemini de arttırıyor. Buda Bandırma’yı deniz üstü rüzgar enerji türbinleri çiftliği kurmak için cazip hale getiriyor. Çünkü deniz üstü rüzgar çiftliği kurulmasının ilk şartı SÜREKLİ RÜZGAR POTANSİYELİNE SAHİP OLMAK.  Ne diyelim hadi hayırlısı, belki bir babayiğit çıkar da yatırım yapar…