Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Bibliyoterapi iyileştirir mi?

SAĞLIK 27.11.2024 - 19:44, Güncelleme: 27.11.2024 - 19:44
 

Bibliyoterapi iyileştirir mi?

Bibliyoterapi iyileştirir mi?
Bibliyoterapi iyileştirir mi?      “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk’un romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Kitapta, okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü hikâyesi anlatılıyor.   Peki gerçek hayatta da böyle şeyler mümkün mü?    Kitabın çok eski çağlardan beri bir tedavi yöntemi olduğunu belirten eğitimci, yazar Murat Tunalı’ya göre cevap “Evet.” Bilgi ile iyileşme anlamına gelen ‘bibliyoterapi’ de bunun kanıtı. Yönlendirilmiş okuma yoluyla kişisel sorunları çözmenin bir yolu.  Eğitimci, yazar Murat Tunalı, kişilerin stres ve sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için önce onları dinliyor sonra da kitaplar tavsiye ediyor. Hiçbir yan etkisi olmayan ‘okuma reçeteleri’ birçok kişiye iyi geliyor.   Yazar Murat Tunalı, dünyanın birçok ülkesinde pandemi sürecinde yoğun bir şekilde yararlanılan bibliyoterapi hakkında ilginç bilgiler verdi:   DEPRESYON, ANKSİYETE, STRES, PANİK ATAK, UYKUSUZLUK...   “Bibliyoterapi, sıklıkla psikoterapiyle bağlantılı olarak kullanılan, bir tedavinin parçası olarak okumayı içeren bir terapi biçimidir. Depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, panik ataklar, uykusuzluk ve stres, felçler ve bunların psikolojik sonuçları; kitaplarının yararlı olduğu kanıtlanmış psikiyatrik ve psikolojik durumlara bazı örneklerdir.  Bilimsel dergi PLOS One'da yayınlanan çalışmada, İskoç araştırma ekibi, depresyon teşhisi konulmuş 200’den fazla hastayı bir araya getirdi; yarısına antidepresan verilirken, diğeri "Depresyonun Üstesinden Gelmek" kitabını okuyarak ve psikologlarla ilgili tartışmalar yaparak bir terapi programını takip etti.  Dört ayın sonunda, hasta-okuyucuların %42,6'sının depresyon derecesinin, ilaç kullanan hastaların %24,5'ine kıyasla önemli ölçüde azaldığı görüldü. Bir yıl sonra, diğer gruba göre depresyonu daha iyi yönetebildikleri gözlemlendi.  Tabi ki her araştırma gibi, bibliyoterapinin daha geniş çaplı etkinliği hakkında daha fazla kanıta dayalı araştırma yapılması gerekmektedir.  Okuma, psikolog veya terapistle yapılan bir seansın yerini tutmasa bile, bilimsel çalışmalar okumanın birçok faydasını kanıtlamıştır.    Peki bir kitapla baş başa kaldığınızda içinizde neler oluyor?   Okuma eylemi, sizi bir süreliğine günlük işlerden uzaklaşıp kendinizle baş başa vakit geçirmeye zorluyor. Bir roman okumak uzun süre odaklanmayı gerektirdiğinden, meditasyona benzer şekilde sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Eğer durumunuzu anlatan bir kitap okuyorsanız, o zaman daha da iyi.  Harika bir kitap okuduğunuzda, kitabın aksiyonunu yaşarsınız ve okuduğunuz karakterlerin kendisi olursunuz; bu da hayata dair bakış açınızı ve anlayışınızı derinleştirir.  Doğru zamanda doğru kitapla karşılaşmak genellikle şansa bağlıdır. O yüzden doğru kitabı birinin önermesi gerekiyor. Bunun için de bir bibliyoterapiste ihtiyaç var.    ARISTOTELES, NIETZSCHE, FREUD  Okumanın terapötik faydası ilk olarak antik Romalılar ve Yunanlılar tarafından tanımlandı. Yunan filozof Aristoteles (MÖ 384-322) “Poetika” adlı eserinde olumsuz duyguların iyileştirilmesi ve arınması (katarsis) için edebiyat ve dramanın kullanılması kavramını sunmuştur. Daha sonra filozof Friedrich Nietzsche (1844-1900) ve nörolog Sigmund Freud (1856-1939) edebiyatın olumsuz duygular üzerinde terapötik bir etkiye sahip olabileceğini anlatırken Aristoteles'in katarsis fikrine atıfta bulunmuşlardır.    KUTSAL KİTAPLAR DA TEDAVİ YÖNTEMİ OLARAK KULLANILDI   19. yüzyılın ortalarına kadar erken dönem bibliyoterapisi için en çok kullanılan literatür dini metinlerdi. Klinik ortamlarda bilinen ilk organize bibliyoterapi biçimi, Kahire'deki Al Mansour Hastanesi'ndeki hastane personeli ve dini liderlerin tıbbi tedaviye ek olarak hastalarına Kuran okuduğu 19. yüzyıl Mısır'ına kadar uzanır.  Birinci Dünya Savaşı'nın ortasında, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Alabama Askeri Hastanesi'ndeki doktorlar ve kitapçılar, savaştan dönen askerlerde travma sonrası stres bozukluğunu hafifletmek için kitap kullandılar.   1961'de, Webster International'da tanım yayınlandı: "Bibliyoterapi, tıp ve psikiyatride terapötik araçlar olarak seçilmiş okumaların kullanılmasıdır ve yönlendirilmiş okuma yoluyla kişisel sorunları çözmenin bir yoludur."   Bibliyoterapi günümüzde, yaşlılar ve yeme bozuklukları veya çocukluk bozuklukları çeken bireyler için de kullanılıyor.    
Bibliyoterapi iyileştirir mi?

Bibliyoterapi iyileştirir mi?   

  “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk’un romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Kitapta, okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü hikâyesi anlatılıyor.  

Peki gerçek hayatta da böyle şeyler mümkün mü?   

Kitabın çok eski çağlardan beri bir tedavi yöntemi olduğunu belirten eğitimci, yazar Murat Tunalı’ya göre cevap “Evet.” Bilgi ile iyileşme anlamına gelen ‘bibliyoterapi’ de bunun kanıtı. Yönlendirilmiş okuma yoluyla kişisel sorunları çözmenin bir yolu.  Eğitimci, yazar Murat Tunalı, kişilerin stres ve sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için önce onları dinliyor sonra da kitaplar tavsiye ediyor. Hiçbir yan etkisi olmayan ‘okuma reçeteleri’ birçok kişiye iyi geliyor.  

Yazar Murat Tunalı, dünyanın birçok ülkesinde pandemi sürecinde yoğun bir şekilde yararlanılan bibliyoterapi hakkında ilginç bilgiler verdi:  

DEPRESYON, ANKSİYETE, STRES, PANİK ATAK, UYKUSUZLUK...  

“Bibliyoterapi, sıklıkla psikoterapiyle bağlantılı olarak kullanılan, bir tedavinin parçası olarak okumayı içeren bir terapi biçimidir. Depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, panik ataklar, uykusuzluk ve stres, felçler ve bunların psikolojik sonuçları; kitaplarının yararlı olduğu kanıtlanmış psikiyatrik ve psikolojik durumlara bazı örneklerdir.  Bilimsel dergi PLOS One'da yayınlanan çalışmada, İskoç araştırma ekibi, depresyon teşhisi konulmuş 200’den fazla hastayı bir araya getirdi; yarısına antidepresan verilirken, diğeri "Depresyonun Üstesinden Gelmek" kitabını okuyarak ve psikologlarla ilgili tartışmalar yaparak bir terapi programını takip etti.  Dört ayın sonunda, hasta-okuyucuların %42,6'sının depresyon derecesinin, ilaç kullanan hastaların %24,5'ine kıyasla önemli ölçüde azaldığı görüldü. Bir yıl sonra, diğer gruba göre depresyonu daha iyi yönetebildikleri gözlemlendi.  Tabi ki her araştırma gibi, bibliyoterapinin daha geniş çaplı etkinliği hakkında daha fazla kanıta dayalı araştırma yapılması gerekmektedir.  Okuma, psikolog veya terapistle yapılan bir seansın yerini tutmasa bile, bilimsel çalışmalar okumanın birçok faydasını kanıtlamıştır.   

Peki bir kitapla baş başa kaldığınızda içinizde neler oluyor?  

Okuma eylemi, sizi bir süreliğine günlük işlerden uzaklaşıp kendinizle baş başa vakit geçirmeye zorluyor. Bir roman okumak uzun süre odaklanmayı gerektirdiğinden, meditasyona benzer şekilde sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Eğer durumunuzu anlatan bir kitap okuyorsanız, o zaman daha da iyi.  Harika bir kitap okuduğunuzda, kitabın aksiyonunu yaşarsınız ve okuduğunuz karakterlerin kendisi olursunuz; bu da hayata dair bakış açınızı ve anlayışınızı derinleştirir.  Doğru zamanda doğru kitapla karşılaşmak genellikle şansa bağlıdır. O yüzden doğru kitabı birinin önermesi gerekiyor. Bunun için de bir bibliyoterapiste ihtiyaç var.  

 ARISTOTELES, NIETZSCHE, FREUD 

Okumanın terapötik faydası ilk olarak antik Romalılar ve Yunanlılar tarafından tanımlandı. Yunan filozof Aristoteles (MÖ 384-322) “Poetika” adlı eserinde olumsuz duyguların iyileştirilmesi ve arınması (katarsis) için edebiyat ve dramanın kullanılması kavramını sunmuştur. Daha sonra filozof Friedrich Nietzsche (1844-1900) ve nörolog Sigmund Freud (1856-1939) edebiyatın olumsuz duygular üzerinde terapötik bir etkiye sahip olabileceğini anlatırken Aristoteles'in katarsis fikrine atıfta bulunmuşlardır.   

KUTSAL KİTAPLAR DA TEDAVİ YÖNTEMİ OLARAK KULLANILDI  

19. yüzyılın ortalarına kadar erken dönem bibliyoterapisi için en çok kullanılan literatür dini metinlerdi. Klinik ortamlarda bilinen ilk organize bibliyoterapi biçimi, Kahire'deki Al Mansour Hastanesi'ndeki hastane personeli ve dini liderlerin tıbbi tedaviye ek olarak hastalarına Kuran okuduğu 19. yüzyıl Mısır'ına kadar uzanır.  Birinci Dünya Savaşı'nın ortasında, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Alabama Askeri Hastanesi'ndeki doktorlar ve kitapçılar, savaştan dönen askerlerde travma sonrası stres bozukluğunu hafifletmek için kitap kullandılar.   1961'de, Webster International'da tanım yayınlandı: "Bibliyoterapi, tıp ve psikiyatride terapötik araçlar olarak seçilmiş okumaların kullanılmasıdır ve yönlendirilmiş okuma yoluyla kişisel sorunları çözmenin bir yoludur."   Bibliyoterapi günümüzde, yaşlılar ve yeme bozuklukları veya çocukluk bozuklukları çeken bireyler için de kullanılıyor.  

 

Balıkesir HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirkulisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.